Mustafa Kutlu, 1970 sonrası Türk hikâyeciliğinin öncü yazarları arasındadır. Hikmet ve ahenk unsurlarını merkeze aldığı eserlerinde ülkemizdeki toplumsal değişmeyi incelemiştir. Samimi ve ârifane üslubuyla toplumumuzdaki yozlaşmayı kaleme almış, çözümler sunmuştur. Ülkemizdeki bu değişimi 1980 sonrası eserlerine yansıtarak adeta topluma ayna tutmuştur. Bu bağlamda uzun hikâyeciliğe geçiş dönemiyle birlikte eserlerinde, aşk, varoş hayat, çocukluk, acı, fakirlik konularını ana teması yapmıştır. Hikâyelerinde manevi iyileşmeyi sağlamak için sevgi, yardım severlik, tevekkül, sabır, şükür gibi değerleri ön plana çıkaran yazarımız, dünden bakarak bu günümüze çareler üretmiştir. Bu çalışma da, Uzun Hikâye, Mavi Kuş, Menekşeli Mektup, Tufandan Önce, Chef, Kapıları Açmak, Tufandan Önce, Beyhude Ömrüm ve Rüzgârlı Pazar eserlerindeki manevi değerler incelenmiş, yaşanan toplumsal sorunlara nasıl çare olmuş tespit edilmeye çalışılmıştır. İnsanın beşeri isteklerinin sonunun olmadığını, ulaşmak için çabaladıkça acı ve kederden başka bir şey getirmeyeceğini kurgusal bir dille anlatmaya çalışmıştır. Eserlerindeki karakterler üzerinden dünyevî, gelip geçici heveslerin değil, ruhsal mutluluğu önceleyen erdemlerin insanı mutluluğa götüreceğini vurgulamıştır. Günümüzde kurgusal eserlerin insanların karakterinde ve iç dünyasında etkileri yadsınamaz derecede büyüktür. Kurgusal dünyanın yazılı kaynaklarından olan edebiyat ise bu dünyanın önemli faktörlerindendir. Edebiyat, genellikle insan deneyimleri, duygular, düşünceler ve insanlıkla ilgili evrensel temalar üzerine kurulmuş bir sanat dalıdır. Mustafa Kutlu'nun hikâyeciliği ise Türk edebiyatında önemli bir yere sahiptir. Onun hikâyeleri genellikle insanın içsel dünyasına, ahlaki değerlere ve manevi boyutlara odaklanır. Manevi destek, bu bağlamda, okuyuculara hikâyeler aracılığıyla ruhsal bir ...