Zekiyüddîn Şâbân’ın Usûlü’l-Fıkh’ında Hanefî Usûlüne Yönelik Tenkitlerinin Değerlendirilmesi

Varoluşundan bu yana Hanefî mezhebine yönelik tenkitlerin yapıldığı bir vakıadır. Gerek cedel ortamlarında gerekse ilmî eserlerde “reʾy ile amel etme”, “hadis bilmeme”, “âhâd hadislerle amel etmeme”, “istihsânla hüküm verme” başta olmak üzere çeşitli konularda Hanefîlere itirazlar yöneltilmiştir. İlmî metotlara uygun olarak yapılan ve isabetli olan itirazların yanında böyle olmayanlarla da karşılaşılabilmektedir. Günümüzde daha çok ders kitabı mâhiyetinde hazırlanan usûl-ı fıkıh kitaplarında da bu hususun varlığı dikkat çekmektedir. Bu gibi tenkitlerin bu türden kitaplarda yer almasının ne kad... Mehr ...

Verfasser: Fatih Karataş
Dokumenttyp: Artikel
Erscheinungsdatum: 2022
Reihe/Periodikum: İslam Hukuku Araştırmaları Dergisi, Iss 39, Pp 165-193 (2022)
Verlag/Hrsg.: Gençleri Evlendirme ve Mehir Vakfı
Schlagwörter: fıkıh / fıkıh usûlü / hanefî usûlü / zekiyüddîn şâbân / tenkit / fiqh / usul al-fiqh / hanafi method / zakiyuddin shaban / criticism / Islamic law / KBP1-4860
Sprache: Arabic
Englisch
Turkish
Permalink: https://search.fid-benelux.de/Record/base-26861690
Datenquelle: BASE; Originalkatalog
Powered By: BASE
Link(s) : https://doaj.org/article/8985ca19079f4088a43460d4386d06e4

Varoluşundan bu yana Hanefî mezhebine yönelik tenkitlerin yapıldığı bir vakıadır. Gerek cedel ortamlarında gerekse ilmî eserlerde “reʾy ile amel etme”, “hadis bilmeme”, “âhâd hadislerle amel etmeme”, “istihsânla hüküm verme” başta olmak üzere çeşitli konularda Hanefîlere itirazlar yöneltilmiştir. İlmî metotlara uygun olarak yapılan ve isabetli olan itirazların yanında böyle olmayanlarla da karşılaşılabilmektedir. Günümüzde daha çok ders kitabı mâhiyetinde hazırlanan usûl-ı fıkıh kitaplarında da bu hususun varlığı dikkat çekmektedir. Bu gibi tenkitlerin bu türden kitaplarda yer almasının ne kadar doğru olduğu bir yana çoğu zaman öznel olmaları da ayrı bir tartışma konusudur. Bahsettiğimiz özelliği taşıyan kitaplardan biri de Zekiyüddîn Şâbân’ın telif ettiği “Usûlü’l-fıkhi’l-İslâmî” adlı eseridir. Bu eser, İbrahim Kâfi Dönmez tarafından Türkçeye tercüme edilmiş ve basıldığı 1990 yılından bu yana ilâhiyât fakültelerinin fıkıh usûlü derslerinde en çok takip edilen ders kitaplarından biri olmuştur. Eserde Hanefîlerin bazı usûl görüşleri hakkında yer alan kimi tenkitlerin isabetli olmadığı ve yerinde yapılmadığı görülmektedir. Bunun yanı sıra eserde yer yer Hanefî usûl anlayışı aleyhinde birtakım sübjektif değerlendirmelerin yer alması dikkat çekmektedir. Ders kitabı olarak hazırlanmış eserlerde temel gaye, ilgili ilim dalının temel meselelerini öğretmektir. Dolayısıyla tartışmalı meselelerde farklı görüşler dile getirilse de bunların delillerinin incelenmesi ve görüşler arasında tercih yapılmasına genellikle yer verilmez. Çünkü bu gibi detaylar, özel araştırma ve incelemeyi gerektirdiğinden ayrı çalışmalarla ortaya konur. Ayrıca ihtilâflı görüşlerden birinin tenkit edilmesi ve zaman zaman bu tenkitlerde sübjektif değerlendirmelere yer verilmesi, sözü edilen temel gayeyi aşabilmektedir. Bu durum, fıkıh usûlü gibi çoğunlukla ilâhiyât öğrencilerinin ilk kez okudukları bir ders için söz konusu olunca; onların zihinlerinde ilgili görüş hakkında soru işaretlerine, hatta yanlış bilgilenmeye sebep olabilmektedir. Bu nedenle ...